Çay saati ve davetlerde kullanılabilecek çok basit bir tarif, hatta önceki günden kalan pilavı sevmiyorsanız, onu da bu şekilde değerlendirebilirsiniz. İçindeki malzemeleri kendi damak tadınıza göre şekillendirin, çok kolay bir tarif aslında ama lezzetli ve sunumu da gayet güzel, değişik bir alternatif olabilir.
Eskiden karnabaharı haşlayıp, suyunu elimde sıktıktan sonra yumurta ve sosa bulayıp bol yağda kızartırdım ama bu işlem çok zahmetli ve yağlı olurdu ayrıca karnabahar da besin değerlerini ve gerçek tadını tamamen kaybederdi. Artık daha sağlıklı beslenmeden yanayım, çoğunlukla buharda haşlayıp yoğurt ve dereotu ile yiyorum, bazen eşimin de yemesi için bu tarifi uyguluyorum.
Bu benim kendi damak tadıma göre uyguladığım bir tarif sizde isterseniz içine istediğiniz malzemeleri ilave edebilirsiniz. Bu arada karnabaharın lahananın çiçek saplarının kısalıp etlenmesiyle lahanadan türediğini sanırım bilmiyordunuz, yenen kısmı henüz açmamış yoğun çiçek durumudur. Fosfor ve vitamin bakımından çok zengindir ve zihin yorgunluğunu giderici, sinirleri kuvvetlendirir, idrar söktürücüdür, dalak hastalıklarına iyi gelir, şeker hastalarına faydalıdır ve kalp hastalıklarında şikayetlerin azalmasında yardımcı olur.
Yemek yapmaya verdiğim kısa ara bana iyi geldi sanırım, yeni tatlar bulmak için yaptığım keşifler iyi sonuçlar vermeye başladı, yaratıcılığım tavan yapmış durumda.
Televizyonda yarım yamalak izlediğim bir programda Trakya yöresine has olduğu söylenen köz patlıcan böreği tarifini uygulamaya çalıştım geçen gün, malzemeleri tam olarak göremediğim için tahminen ayarlamaya çalıştım, işte bu çalışmadan artan kabak ve kaşar peyniri rendesini değerlendirmek için tasarladığım bu tarif köz patlıcan böreğinden çok çok lezzetli ve çok şık oldu. Yemek davetlerinizde şık bir görünüm ve hafif bir tat yakalamak isterseniz denemenizi öneririm. Bu arada Köz Patlıcan Böreğinin tarifini bilen varsa ben de bir patlıcan delisi olarak bilgilenmek isterim doğrusu…
Eskiden börülce salatasını en çok kuru börülce ile yapardım. Son zamanlarda taze börülce de bazı semt pazarlarında ve marketlerde bulunabiliyor. Nereden bulacaklarını bilemeyenler için belirteyim kuru börülce , tıpkı kuru fasulye gibi paketlenmiş olarak reyonlarda satılıyor. Unutmadan bir de deniz börülcesi vardır ki tadı enfestir, taze olarak kışın bulmak biraz zordur ama hemen hemen bütün marketlerin konserve reyonlarında bulunabilir. Kurusunun da, tazesinin de salatasını yapabileceğiniz gibi, yemeğini de yapabilirsiniz. Ayrıca çoğu kimsenin bildiğinin aksine, çok sevilen bir meze olan fava aslında börülceden yapılır. Bu arada kuru börülce bazı yerlerde karnıkara olarak da biliniyor.
Çoğu arkadaşımın adını bile bilmediği börülcenin faydalarından da kısaca bahsetmek istiyorum;
İçeriğindeki yüksek lif oranı sayesinde kandaki ensülin ve şekeri düzene sokar ve kabızlığa iyi gelir.
Demir yönünden zengindir, dolayısıyla kansızlığa iyi gelir.
Zengin potasyum içeriği yüksek tansiyonu düşürür.
Misafir ikramlarının yerleşmiş tatlarından biridir bulgurla yapılan bu salata, herkesin bir kısır tarifi vardır mutlaka, ben bu tarifi daha ilkokul yıllarımda annemin iş arkadaşlarından biri yaparken görmüştüm, yapmaya başladığımdan beri de bu tarifi uygularım, kendi tarifinizden farklı birşey denemek isterseniz tavsiye ederim.
Amerika’da yetişen ve oradan tüm dünyaya yayılan bu tahıl, protein ve A vitamini yönünden oldukça zengin.
Çorba, omlet, graten, mücver gibi bir çok tüketim şekli var mısırın ama en basit ve lezzetli olan tüketim şekli haşlamak sanırım. Yenilecek mısırların, içerdiği şeker nişastaya dönüşmeden, yani fazla bekletilmeden toplanmaları gerekir. Sütlü olup olmadığını anlamak için bir mısır tanesini hafifçe delmeniz yeterlidir. Mısır sütlü ise içinden sıvı çıkacaktır. Her şey güzelde mısırı yemek bir meseledir, suyu akar, taneleri üzerinize dökülür yani bir türlü rahatça yiyemezsiniz. Resimdeki gibi tekerlek şeklinde keserek servis yaparsanız, hem çok şık bir sunum yapmış olursunuz, hem de çatal bıçakla rahatça yiyebilirsiniz.
Öncelikle bu harika sebzenin, Pancarın faydalarını bilmeyenlere anlatmak istiyorum; Folik asit, potasyum, mangan ve magnezyum içeriyor, içeriğindeki demir ve bakır, kan yapımını destekliyor. Taze olarak tüketilmesi besin değerleri açısından önemli elbette ve bence üzerinde durulması gereken en önemli şey, kadınların doğurganlık dönemlerinde en çok ihtiyaçları olan vitamini, yani folik asidi bünyesinde barındırması.
Diyet yapıyorsanız ve gözünüzün doyması karnınızın doyması kadar önemliyse, işte tam size göre bir salata.
Henüz tarifteki sebzelerin mevsimi gelmedi ama bu tarif aklınızda olsun, benim en sevdiğim salatalardan biridir bu, eminim sizde seveceksiniz.
Şunları bilmenizde de fayda var; Brokolinin lifli yapısı, bağırsaklarda oluşan toksinlerin atılmasında ve alınmış olan ağır metallerin emilmesinde büyük rol oynar. Brokolinin bu lifli yapısı, sindirim sisteminin düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayarak düzenli olarak tuvalete çıkmayı sağlıyor. Yani brokoli aynı zamanda kabızlığı önleyici özelliği olan bir sebze. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, A, E ve C vitaminleri bakımından zengin olduğu ve çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine karşı da etkili. Demir, selen, bakır ve potasyum kaynağı, içerdiği flavonoidler bakımından bağışıklık sistemimizi de güçlendiriyor. Antibiyotik özelliğine de sahip olan brokoli, bu yönüyle prostat enfeksiyonuna karşı çok etkili.
Bugün Oktay Ustaya ait çok beğendiğim bir tarifi ufak birkaç değişiklikle sizlere sunmak istedim.
Şimdi bu resimler nereden çıktı böyle diyeceksiniz, şöyle açıklayayım, bu ara önceliğim gelen tarif isteklerini değerlendirmek, sütlü tatlılar ve değişik salata tarifleri konusunda ciddi bir talep alıyorum, takdir edersiniz ki hepsini birden yapıp, fotoğraflamak pek olası değil, bende daha önce denediğim tarifleri sizlerle bir dizi halinde paylaşmaya karar verdim. Resimleri de google resimlerden alıyorum ama bu tarifleri tekrar yaptığımda fotoğraflarını çekip ekleyeceğim, isterseniz siz yaptığınızda fotoğrafını çekip bana gönderebilirsiniz.
